Marken ve Edam Gezileri

Ijmeer ya da diğer adıyla Waterland: Amsterdam’a bir adım ötedeki bu eşsiz bölge, şehir hayatından bir an olsun kaçıp, sakin bir köy ve kasaba hayatını tatmak isteyenler için oldukça büyülü bir fırsatı siz Paris Gezgini misafirlerine sunuyor.

Marken’e Doğru

Amsterdam’dan Marken’e gitmek dünyanın en kolay ve keyifli yolculuklarından bir tanesidir diyebiliriz. Kara yolu üzerinden birkaç kilometre ötede bulunan, günümüz yarım adası, ancak eskinin gerçek bir adası olan Marken yolculuğu, başlı başına bir gezi niteliğindedir.

Amsterdam’ın gri renkli banliyölerinden geçtikten sonra manzaranın ve çevrenin aniden değişip; kendini doğa ananın kucağına bırakışını ve gerçek Hollanda’nın seyretmesi hoş manzarasını karşınızda bulacaksınız!

Araç yolunda devam ederken, Ijmeer’in kıyılarından geçip, eskiden deniz olan bu su kütlesinin, Hollandalılar’ın hidrolikteki başarısı ile nasıl bir göle dönüştüğünü hayal etmek bile bu geziyi oldukça anlamlı kılıyor. Tam da bu esnada manzaranın yeniden değişip, yer, gök ve suyun birbirleri içinde kayboluşu ile ortaya çıkan renge tanıklık ediyor olacaksınız. Tüm bu manzara değişimleri arasından geçerken ufukta görünen Marken kasabası, turumuzun ilk ayağını oluşturacak.

Marken’i Birlikte Keşfedelim

Karaya sadece daracık bir otoyol ile bağlanmış olan bu yarımada, Waterland isminin hakkını oldukça iyi veriyor gibi gözüküyor.

Marken’e varıp araçtan indikten sonra, kendinizi, çocukların oynayıp, kuzuların meleştiği bir köyün ortasında bulacaksınız. Amsterdam gibi bir metropolden çıktıktan sonra adeta zamanda yolculuk yapmış hissine kapılmamanız işten bile değil. Daha sonra içinde bulunduğunuz Havenbuurt köyüne bir bakış atınca, insanların buraya neden akın ettiklerinin cevabını bulacaksınız: Masallardan fırlamış gibi görünen, yeşile boyanmış, kusursuz görünen evleri ile bu minyatür köy, saf bir düşün bir parçası olabilir ancak…

Tüm bunların dışında; her şeyin bakımlı ve iyi korunmuş halde sizleri karşıladığını görecek, “dünyada buradan daha temiz ve düzenli bir yer var mı acaba” diye aklınızdan geçireceksiniz, buna hiç şüphe yok.

Marken entree village

Size deniz kenarında vakit geçirmenin keyfini de yaşatacak olan Marken’in tadını çıkarmanın en güzel yollarından birisi de limana karşı bir terasta oturup, bir şeyler içmek olacaktır. Hollandalı balıkçıların ve tekne meraklılarının, su üzerindeki uğraşlarını izlerken bir yandan da uzaklardan gelen rüzgarı koklamanın vereceği huzurla dolacak ciğerleriniz.

marken terrasses

Tüm bunlar olurken, aklınıza eğer “takunya içlerinde yetiştirilen laleler nerede peki?” sorusu gelirse, hiç meraklanmayın çünkü Marken’in eski ayakkabı atölyelerinden bir tanesi hemen yanı başınızda bulunuyor olacak.

sabotier

Edam Gezisi

Komşusu sayılabilecek olan Edam’ı selamlamadan Marken’den dönmek olmaz…

Edan köyü sizleri dünyaca ünlü peynirleri ile karşılarken bunun yanında Marken’den farklı bir ambiyansın tadını çıkarmanızı sağlayacak. Kıyı ve deniz havasından uzak, eski teknelerden arınmış haliyle Marken’den kendini ayırırken, Amsterdam’a benzediğini göreceksiniz ancak bir farkla: kalabalıklardan uzak, sakin bir şehir havası…

autre vue canal edam

 

Yüzyıllardır hiç değişmemiş olan Marken ve Edam’ın güzel ve zarif evlerinin ortaya çıkardıkları tablolar size “iyi ki gelmişim” dedirtmeye zaten yetecektir.