Bordeaux – Fransa
Sadece Paris ve çevresi ile sınırlı kalmayıp, Fransa’nın görülmeye değer tüm noktalarına çeşitli turlar düzenlemeye başladığımız şu günlerde, siz sevgili okurlarımızı da Paris’in biraz daha dışına çıkarak Bordeaux (Bordo)’ya götürmek istiyoruz bugün.
Dünyanın neresine giderseniz gidin Bordeaux deyince akıllara gelecek tek bir şey vardır, o da: olsa olsa üzüm bağları ya da şaraplarıdır!
Bugünkü Aquitaine, eskinin Guyenne bölgesine başkentlik etmiş bu önemli Fransız Metropollerinden olan şehir, sahip olduğu bu şöhrete fazlasıyla layıktır ki bir gün ziyaret etme fırsatı bulursanız, buna kendiniz de şahit olacaksınız.
Dünya üzerinde hangi ülkede veya hangi kentte olursanız olun 18. yüzyıldan beri şarabın başkenti olarak gösterilen tek şehir Bordeaux’dur.
Ayrıca şehrin şarap ile ün yapması, pek çok zengin yatırımcıyı da buraya çekmiş ve bu sayede şehir büyümüştür. Bunun dışında buraya gelen yatırımcıların inşa ettikleri gösterişli binalar ise şehrin büyüsüne büyü katmaktadır.
Bu gösterişli ve rafine zevklerle inşa edilmiş binalar ile birlikte, Avrupa’nın diğer metropollerinden hiçbir eksiği olmayan Bordeaux’nun ayrıca şarapları olması da onu diğer metropollerden ayıran önemli bir özelliğidir.
Ayrıca büyük modern projelerle de zenginleştirilmiş olan şehirde, “tramvay hattının yapımı, iskele ve rıhtımların yenilenmesi, Pey-Berland meydanının düzenlenmesi…” gibi projeler şehrin tarihi ile bugünü el ele tutuşturan önemli adımlar olmuştur.
Bütün bunların yanı sıra çeşitli sanat ve kültür etkinliklerinin düzenlendiği oldukça güzel hazırlanmış “çağdaş sanatlar müzesi” başta olmak üzere pek çok müze de siz okurlarımızı beklemektedir!
Gelin Biraz da Şehrin Tarihine Göz Atalım!
Bourges bölgesinden gelme, Galya halklarından olan Bituriges Vivisque’ler Bordeaux şehrini İsa’dan önce 3. yüzyılda kurmuşlardır. Roma döneminde şehrin ilk ismi Burdigala olarak geçmektedir. Demir anlamına gelen “burdi” ve eritme anlamına gelen “gala” kelimeleri şehrin eski adını oluşturmuştur. Oldukça parlak dönemler geçirmiş olan Bordeaux, her zengin şehrin başına gelen gibi pek çok istilaya tanıklık etmiştir ki bunların başında 5. yüzyılda Fraklar’ın ve 10. yüzyılda Normandiyalılar’ın düzenlediği akınlar gelmektedir.
Ancak Bordeaux’nun tarihindeki en önemli olayı görmek için ta 12. yüzyıla kadar beklememiz gerekecek:
Bordeaux’nun Tarihi
1154 yılında, şehrin tarihinde asla unutulmayacak olan ilginç bir olay yaşanmıştır: 2. Henri ile Aliénor d’Aquitaine evlenmiş ve bu evliliği takip eden yıllar (ki burada 300 yıllık bir süreçten söz ediyoruz) Bordeaux’nun İngiliz ellerinde kaldığı dönem olmuştur ve Aquitaine’den Guyenne’e geçiş de böyle olmuştur.
Peki, o kadar şaraptan söz ettik ama bu şehir şarapla ne zaman tanıştı?
13. yüzyılın tam da başlarında Bordeaux kenti artık şarabı sadece tüketen değil, aynı zamanda ticaretini yapan bir kent olmuştur.
Bordeaux Kenti
Bu yüzyılda yine şehrin önemli yapılarından olan Saint-André katedrali inşa edilmiştir. 1453’e gelindiğinde ise Castillon muharebesinin ardından yaşanan o unutulmaz “100 yıl Savaşları” başlamış ve sonunda da şehir tekrar Fransız hakimiyeti altına girmiştir. Fransa Kralı 7. Charles’un yaptırdığı Trompettte Şatosu’ndan geriye bugün pek bir şey kalmamış olsa da şehrin kaderinde önemli yeri vardır. Bu yüzyılda şarap ticareti durmuş ve şehrin refahı düşmüştür ta ki 1581 ve 1585’te, o “denemeleriyle” ünlü yazar (kimden söz ettiğimi eminim ki çok iyi biliyorsunuz) Montaigne, şehrin belediye başkanı olana dek!
Montaigne’in başkanlığı ile şarap ticareti başta olmak üzere şeker ticareti başlamış bunun yanında köle ticareti de devam etmiştir. Nante ile birlikte Bordeaux, en önemli köle ticaret limanları olmuşlar ve bu da şehri gittikçe daha da zenginleştirmiş, hatta öyle ki Bourse meydanı ve çeşitli parklar ve bahçeler bu şekilde kurulmuştur.
Fransız devrimi boyunca şehrin Atlantik ile ticareti yasaklanmış ve yeniden bir kriz baş göstermiştir. 1840’tan itibaren ise yeniden Afrikalı köle ticaretinin önemli limanlarından olmuş, tekrar büyümüştür.
Fransız Tarihi’nin önemli süreçlerinden olan 1. Dünya Savaşı’na geldiğimizde ise dikkat çeken olay şu olmuştur: Almanlar tarafından tehdit edilen Paris hükümeti, şehri terk edip Bordeaux’ya sığınmıştır.
Bordeaux
2.Dünya Savaşı ise şehrin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir: 1940 yılında Almanlar ile imzalanan ateşkes ile hükümetin yerleşkesi olan Bordeaux, Naziler ile birlikte Maurice Papon gibi karanlık kişilerin karargahı olarak kullanılmıştır. Binlerce Yahudi’nin ölüm kamplarına gönderilmesinden yine bu kişi sorumludur…
Özetle:
Dünyanın şaraplarıyla ünlü kenti Bordeaux’nun aslında sadece şaraptan ibaret olmayıp ne kadar köklü bir geçmişe sahip olduğunu ve bununla birlikte; köle ticareti, Yahudi soykırımı, Nazi işgali gibi karanlık dönemlerden geçip bugünlere geldiğini unutmamak gerek!
Fransa’ya yapacağınız seyahatlerinizden birinde, gelin bu güzel şehri beraber gezelim!