Saint-Honorat Adası, Lerins Manastırı
Saint Honorat adasında, Hristiyan ruhani dünyasının yüksek bir mertebesinde bulunan Lerins Manastırı, 5. yüzyılda, Honorat isimli bir keşişin ön ayak olması ile inşa edilmeye başlamıştır. O günden bugüne, dini hizmetine devam eden manastırın keşişleri, yaşam tarzlarını aradan geçen bin yılı aşkın sürede neredeyse hiç değiştirmemişlerdir.
İster dini ister kültürel amaçla gelin, Lerins Manastırı her misafire kapılarını sonuna kadar açmaktadır çünkü her şeyden önce burası dünyanın ortak kültürel mirasıdır.
Lérins Manastırı Tarihi
Kardeşi sayılabilecek Sainte-Marguerite adasının hemen karşısında bulunan bu huzur ve barış dolu ada, Saint-Honoratadlı keşiş tarafından 5. yüzyılda bir manastır inşa etmek için seçilmiş. Peki neden hiçliğin ortasında bu küçük adayı seçmiş? Çünkü manastır yaşamı bunu gerektirir; dünya zevklerinden ve dünyevi işlerden olabildiğince uzak, manastırın içerisindeki keşiş ve rahiplerin kendilerini olabildiğince fazla bir şekilde tanrıya adayabilecekleri, izole bir mekân olması, manastır yapılacak yer seçiminde her zaman birinci koşul olmuştur.
İnşası tamamlanıp, ibadete açıldıktan sonra bu manastır, Avrupa kilise ve manastırları arasında büyük ilgi toplamış ve bir çeşit hac ziyareti gibi, Avrupa’nın pek çok yerinden dindarların akınına uğramıştır. Bu gücü ile Lerins Manastırı, Provence ve daha ötesindeki bölgelerin Hristiyanlaştırılmasında etkin rol oynamıştır.
Bugün hâlâ aktif olarak kullanılan manastırda 21 keşiş, 4 temel kural üzerine şekillendirilmiş bir komün hayatı sürmektedir, bunlar; dua, çalışma, eğitim ve misafirperverliktir.
Ayrıca şarabı ile ün yapan manastır, likör üretiminde de oldukça başarılıdır.
Biraz da Manastırı Gezelim
16 yüz yıldır sürdürüle gelen bir manastır yaşamı, misafirperverlik ve kardeşlik ruhu, ölümsüz bir dünya mirası… Bunların tamamı ve daha fazlası, her yıl düzenlenen film festivali ile hepimizin adını sık sık duyduğumuz Cannes (Kan)’a 15 dk uzaklıktaki bir adada sizleri beklemektedir.
Manastırın haricinde adanın kendisini de gezmek isteyebilirsiniz. Karşınıza pek çok tarihi yapı çıkacaktır. Ama baştan belirtmek lazım bunların neredeyse tamamı dini yapılardır.
Eğer Fransa’nın güneyinde bir tatile çıktıysanız ya da sadece yolunuz Cannes’a düştüyse, kendinizi denizin biraz açıklarına bırakıp hem doğanın ve manzaranın tadını çıkarmak hem de bu tarihi binayı ve içerisinde hâlâ devam eden yaşamı görmek için Saint-Honorat adasına geçmenizi tavsiye ederiz.