Ortaçağ Mimarisinin Güzel Bir Örneği

Yüksek bir kayalık tepeye kurulmuş olan Chinon Şatosu Vienne Vadisi’ne oldukça hâkim bir konumdadır. Saint-Jacques dolaylarından, yaklaşık 500 metre uzunluğunda, 100 metre genişliğindeki bu yapının görüntüsü deyim yerinde ise muazzamdır.

Şehrin tarihi Roma İmparatorluğu dönemine kadar gitse de şatonunki X. yüzyıla tarihlenmektedir. Blois kontunun malı olan Chinon Şatosu, zaman içinde Anjou kontunun eline geçmiştir (XI. yüzyıl). II. Henri döneminden itibaren ise Anjou kontu ve İngiltere Kralı arasında geçen bir tarihe konu olan şato, Fransa ve İngiltere Krallıkları arasında gidip gelmiştir. 30 Ağustos 1300 yılında, İngiliz Kral Jean, Isabelle d’Angoulême ile evlenir ve bölgenin hakimi olur. Ama 1205’te Fransa Kralı Philippe Auguste toprakları tekrar ele geçirmeye karar verir ve 8 ay boyunca şatoyu kuşatma altına alır. Sonunda yenik düşeceğini anlayan Jean, Fransız topraklarındaki malvarlığından elini çekeceğine dair bir anlaşmaya imza atarken bununla birlikte Kral Philippe de Coudray iç kalesini inşa ettirmeye karar verir.

Tarihle İç İçe Bir Mekan

Önemli diğer hadise ise; 8 Mart 1429’da yaşanmıştır. Jeanne d’Arc, döfen (bir unvan) VII. Charles ile burada buluşur. Bu görüşmenin ardından bakire Jeanne d’Arc ile kral, Orleans’ın kurtarılması planını yapar ve İngilizleri Fransanın dışına iterler.

Hızlı geçen bir geçmişin ardından, yine pek çok şatonun başına geldiği gibi, XV. yüzyıldan itibaren kaderine terk edilmiş ve tam bir harabeye dönmüştür. XX. yüzyılda önemli kurtarma çalışmaları başlatılmış ve özellikle de saat kulesinin kurtarılmasına özen gösterilmiştir. Hâlâ bir harabeyi andırmasına rağmen XX. Yüzyılın başlarında, yılda 100 000 ziyaretçi ağırlamakta olan Chinon Şatosu’nun önemi anlaşılmış ve nihayet Indre-et-Loire Genel Konseyi’nin önderliğinde ciddi bir restorasyon sürecine girmiştir. Bu çalışmalarda en çok titizlik gösterilen noktalar ise kraliyet konutları olmuştur.

Orta Çağ Askeri Mimarisinin En Güzel Örneklerinden

Toplamda 3 şatodan oluşan kalenin doğusunda yer alan Fort Saint-George, şehrin doğal girişini oluşturmaktaydı. Uzunca bir süre kalenin dışında kalmasının ardından 2008’in sonunda bir giriş binası ile taçlandırıldı.

Hendeklerin üzerinde yer alan bir köprü temel yapıya girişi sağlamaktadır. İçinde Jeanne d’Arc müzesini de barındıran saat kulesi ile siteye giriş yapılmaktadır. Buranın ötesinde, Jeanne d’Arc’ın VII. Charles ile görüştüğü kraliyet konurları yer almaktadır. Burada Tour des Chiens ve Tour d’Argenton isimli kuleleri gezmek de mümkündür. Hendekler üzerinde yer alan bir geçit ise ziyaretçileri Fort du Coudray’e doğru taşımaktadır.

Son olarak, IV. Philippe döneminde zindan olarak kullanılmış olan Coudray donjonu (iç kalesi) ziyaret edilebilir ki burada les Tepmliers (Tapınakçılar) mahkûm edilmiştir. Bu zindanlarda, o dönemde duvarlara kazınmış olan yazılar hâlâ görülebilir durumdadır.

Jeanne d’Arc Müzesi

Çok kalın olmayan saat kulesinin içinde barındırdığı müze Jeanne d’Arc’a adanmıştır. Fransa tarihinde önemli bir yere sahip olan bu genç kadının Fransa’daki serüvenini konu alan müzede katıldığı savaşlarla ilgili oldukça güzel anlatımlar bulacaksınız. Müzenin diğer salonlarında ise Jeanne d’Arc’ın yüzyıllar boyunca nasıl anlatıldığı ile ilgili yapılmış çalışmalar göreceksiniz.