Vincennes Kalesi (Château de Vincennes)

Vincennes Kalesi (Château de Vincennes), Fransa tarihinin ayrılmaz bir parçası!

XII. yüzyılda, le Bois adlı bölge kralların sık sık avlanmaya çıktıkları bir yerdi öyle ki Louis VII kendisine burada bir av köşkü yaptırdı. Ardından XIII. yüzyılda Philippe Auguste sonrasında da Saint-Louis av köşkünü görkemli bir malikaneye dönüştürdüler. Hatta bu malikane Saint-Louis’nin en sevdiği konutlarından birisi oldu.

Bunu takip eden dönemlerde ise Vincennes, Fransa krallarının esas konutu oldu.

XIV. yüzyıla gelindiğinde, Kral V. Charles’ın buraya yüksekliği 50 metreyi bulan bir iç kale dikilmesine karar vermesiyle kale, bugün bildiğimiz halini aldı. Ayrıca bu iç kale bugün ortaçağ Avrupası’nın en sağlam ve uzun yapısı olarak kabul edilmektedir.

Daha sonrasında, planı Paris’tekinden esinlenilerek yapılmış bir Sainte-Chapelle yapıya dahil olmuştur. 1380 yılında başlayıp 1552 yılında, II. Henri döneminde inşası biten şapel, gösterişli Gotik üslubuyla Rönesans’ın ince ruhlu dekorlarını birleştirmektedir.

XVII. yüzyılda, henüz o yıllarda genç olan XIV. Louis, annesi ve Kardinal Mazarin için, klasik bir üslupla, mimar le Vau, Kral ve Kraliçe köşkleri inşa etmiştir. 1682 yılında Versailles Sarayı’nın avlusu tamamlanana kadar Vincennes kralların gözdesi olmaya devam etmiştir. Vincennes’de ikamet eden son kral ise XV. Louis olmuştur.

XVIII. yüzyıl boyunca Kale tamamen kendi haline bırakılmış, kaderine terk edilmiştir. Çeşitli kurumlar buraya taşınmıştır. Örneğin: Bir porselen üretim tesisi (1740 yılından 1756’ya kadar faaliyet göstermiştir), fayans ya da silah üretim tesisleri, fırın… gibi işletmeler yapılmıştır.

İç kaleye gelince, Mirabeau, Diderot ve Marquis de Sade gibi ünlü mahkumlara ev sahipliği yapmıştır. 1808 yılında Napolyon kale surlarına toplar yerleştirmiştir böylelikle kaleye askeriyenin yerleşimi başlamıştır. Daha sonra başkentin savunmasını arttırmak adına kaleye çeşitli eklemeler yapılmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’nın başlarında genelkurmay karargahı olarak hizmet vermiş ta ki 1940’taki yenilgiye kadar. 1940’tan 1944’e kadar kale Almanların işgali altında kalmıştır. General Leclerc’in ordularının gelişiyle Almanlar kaleyi terk etmiş ve giderken de ciddi tahribatlar verecek yangın ve patlamaları gerilerinde bırakmışlardır.

Savaş biter bitmez restorasyon çalışmaları başlamış ve savaşta yok edilen dekorlar ve pek çok eleman yenilenip kale ziyarete açılmıştır.

ASCII Kolor stitching | 2 pictures | Size: 4867 x 1704 | Lens: Standard | RMS: 2.21 | FOV: 87.60 x 31.01 ~ 9.45 | Projection: Panini | Color

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir