“Milo Venüsü” olarak da adlandırılan ünlü Afrodit heykeline ev sahipliği yapan Antik Yunan, Etrüsk, Roma Eserleri Bölümü, bu medeniyeleri temsil eden ve Yunanistan, İtalya ve tüm Akdeniz havzasına yayılan çok geniş bir alanda yaratılmış olan sanat eserlerinin sergilendiği bölümdür. Bu bölümdeki eserler M.Ö. 4000 yılları ile M.S. 6. Yüzyıl arasında tarihlenir.

Louvre Müzesi 1793 yılında müze olarak ilk açıldığında sadece iki bölümü vardı: Tablolar ve Antik Eserler. Antik Yunan, Etrüsk ve Roma Eserleri bu ikinci bölümden yeni bir bölüm olarak ayrılmıştır. Koleksiyonun ikili özelliğinden dolayı arkeloji departmanından da ayrı tutulmuştur. Bu ikili özellik 17 ve 18. Yüzyılların dekoratif heykelleri ile Yunan ve Roma Akdeniz dünyasından arkeolojik koleksiyonlar olarak tanımlanabilir.

Bu bölümde sergilenen eserler, arkeolojik kalıntılar olup daha sonra sanat eseri statüsüne alınmıştır. Romalıların antik Yunan sanatından oldukça fazla etkilenmelerinden dolayı bazı eserler kopyalanmıştır. Bu nedende koleksiyonlarda birbirine çok benzeyen eserleri görebilirsiniz.

Koleksiyon 20. Yüzyılda tematik ve kronolojik olarak yeniden düzenlenmiş ve Yunan eserleri Roma eserlerinden ayrılmıştır. Müzenin mermer heykellerine bronz çalışmalar, freskler ve Roma gümüşünden parçalar eklenmiştir.

Antik Yunan, Etrüsk, Roma Eserleri Bölümü’nde Görülmesi Gerekenler

1. Milo Venüsü – Afrodit (Milo Venus)

M.Ö. 1 ve 3. Yüzyıllar arasındaki Hellenistik döneme ait olan bu yapıt, 1820 yılında Yunan adası olan Milo’da bulunmuştur. Heykel, Helenistik dönemdeki heykeltraşlık alanındaki yeni arayışları yansıtır: temelde tarzı klasiktir, ancak spiral kompozisyon, mekandaki yerleşimi ve kalçalara düşen kumaş ile yenilikçi özellikleri de barındırır. Heykelin eklem yerlerine bakıldığında orjinal halinde mücevhelerle süslenmiş ve renkli olduğu anlaşılmaktadır.

Heykelin kolları hiç bulunamamıştır, ama bulunsaydı ve heykel tam olsaydı bu kadar ünlü ve ilgi çekici olacak mıydı acaba? Bu konu tartışılır.

 

2. Samothrace’in Kanatlı Zaferi (The Winged Victory of Samothrace)

Zafer Tanrıçası Nike heykelidir. Nike, ünlü bir spor markasına ilham vermeden önce, antik çağlarda şavaşta kazanılan zaferleri sembolize ediyordu. Kanatlı olan bu tanrıça, inanışa göre savaş sonrası göklerden aşağı inerek kazananları onurlandırıyordu.

Müzede sergilenen heykel, kafa ve kolları eksik olsa da görkeminden bir şey kaybetmemiş durumda. Heykelin tabanı Yunan adası olan Samothrace’de bir savaş gemisinin ön kısmını tasvir ediyor, tanrıça ise tüm bu dinamikliği anlatacak şekilde ince kumaşlarla kaplanmış.

 

3. Eşlerin Lahiti (The Sarcophagus of the Spouses)

Ölülerin küllerini koymak için kullanılan bu kap, İtalya’daki antik Caere kentinde (günümüzde Cerveteri şehri) bulunmuş ve 3. Napolyon tarafından 1861’de satın alınmıştır. M.Ö. 520-510 yıllarına tarihlenmektedir. Etrüsk medeniyetinin sanatsal ve romantik çalışmalarının bir ürünüdür. Bir koltuk üzerinde yatar pozisyonda duran bir karı-kocayı betimleyen eserde, eşlerin ellerinin pozisyonu o zamanki cenazelerde yapılan hareketleri göstermektedir.

 

4. Mozaik: Neptün ve Amphitrite’in Görkemli Zaferi (The Mosaic of the Triumph of Neptune and Amphitrite)

Antik çağların geç döneminde villaların yerleri motif ve renkler açısından birbirleriyle yarışan, halıya benzer bu tip mozaiklerle kaplanmaktaydı.

Cezayir Konstantiniye’de bir villanın tabanına döşeli bir şekilde bulunan bu mozaikte, Denizlerin Tanrısı ve Okyanusların Kralı Neptün, zafer kazanmış bir şekilde savaş arabasının üzerinde tasvir edilmektedir. Yanında karısı Amphitrite bulunmaktadır. Çiftin çevresi deniz hayvanları ve küçük meleklerle çevrilmiştir. Bu eser, M.Ö. 4. Yüzyıla tarihlenmektedir.

 

5. Dinlenen Herkül (Hercules Resting)

Zeus’un oğlu olan yarı-tanrı Herkül, bu heykelcikte bir sopaya yaslanır şekilde ve bir aslan postu ile tasvir edilmektedir. Zeus’un verdiği 12 görevi bitiren Herkül, görevler sırasında değil de, bitirdikten sonra dinlenirken görülmektedir.

Burada sergilenen heykelcik, orjinalinin M.Ö. 4. Yüzyılda Lysippos tarafından yapılan bronz heykelin daha sonra yapılan küçük boyda kopyalarından biridir. Heykelin orijinali kayıptır.

Louvre Müzesi’nin bu bölümü bize yakın Akdeniz kültürlerini ve eselerini barındırdığından, en ilgi çekici bölümlerden biridir.

Louvre Müzesi hakkında genel bilgi için tıklayın.

Louvre Müzesi’ne dair ilginç bilgiler için tıklayın.

Sergilenen tüm arkeolojik parçaları ve yapıtları Louvre Müzesi’nin web sitesinden görebilirsiniz.